Meyve Misin?, Sebze Misin? Tarafını Seç Avokado
Özellik yeni çıkmaya başladığında sebze sandığı, daha sonra aslında meyve olduğu söylenmeye başlayınca kafa karışıklığı yaşatan o besin: SEVGİLİ AVOKADO.
Anavatanı Orta Meksika olan, defnegiller familyasına ait, evlere yeni yeni girmeye başlayan, glisemik indeksi neredeyse olmayan, alınca nasıl tüketeceğimizi tam olarak bilemediğimiz ya da bu yüzden almadığımız, kiminin çok severek tüketip kimininse pek hoşlanamadığı sağlıklı yağlardan zengin, başta bağırsak olmak üzere bütün organlarımızın dostu olan sebze görünümlü ama cekirdegi olduğu için botanik olarak olarak meyve sınıfına giren avokadodan bahsedelim bugun.
USDA’nın veri tabanına göre tam bir avokadonun 1/4’ü (~40g)
64 kkal, 6 g yağ, 3.4 g karbonhidrat, 3 g lif içermekte.
Ayrıca C, E,K, B6, B2, B3, B5 vitaminleri, Mg ve K mineralleri ve lutein, zeaksantin, beta-karoten gibi antioksidantlardan yana da zengin. Şimdi gelin bir de avokadonun faydalarına bakalım.
Evet yağdan yana zengin ve kalorisi yüksek gibi gözükebilir ama hücrelerimizin de istediği zaten fonksiyonel yağlar. Yüksek yağ içeriğiyle sizi açlık krizlerine karşı korurken, kan şekerinizi de dengeleyerek tatlı krizlerinizi önler. Sağlıklı yağlar yağda çözünen vitaminlerin emilimini sağlarken, immün sistemi destekler. Avokado muza göre %10 daha fazla potasyum içerir ve potasyum kan basıncının dengelenmesini sağlar. İçeriğindeki beta sitosteroller düzenli tüketimle beraber sağlıklı kolesterol seviyelerinin sürdürülmesine yardım eder. İçeriğindeki lutein, zeaksantin gibi fitonutrientler gözleri UV ışınlarına karşı korur. Yarım avokadoyla günlük K vitamininin %25’ini karşılarken kalsiyumun kemiklere depolanmasını arttırırken böbreklerden atılımını da azaltır böylece osteoporoza karşı da korunmuş olursunuz.
Dünya’daki en önemli ölüm sebeplerinden olan kalp hastalıkları için de çok önemli bir besin, çünkü insanlar üzerinde yapılan araştırmalarda total kolesterol seviyelerini⬇️, trigliserit seviyelerini %20⬇️, LDL(kötü kolesterol) %22⬇️, HDL (iyi kolesterol) %11⬆️ gibi etkileri gorulmustur.
B9 (Folik asit) sağlıklı bir hamilelik dönemi için, sağlıklı bebek gelişimi için gereklidir. Yeterli alım düşük riskini ve nöral tüp defektinin önlenmesine yardım eder. Ayrıca folat DNA-RNA mutasyonlarını önlemesine yardımcı olur. Avokadonun içeriğindeki fitonütrientlerle kanser hücrelerinin ölmesine, buna karşı immün sistem hücreleri olan lökositlerin artmasını sağladığı için kanser tedavisinde de sıklıkla kullanılmaktadır. Folat, beyine giden besin öğelerinin döngüsünü bozan homostein düzeyini azaltır, böylece siz avokado tüketerek depresyon riski de azalmış olur. İçeriğindeki yüksek lif oranı (1/2 adette 6-7 g lif) ile bağırsak hareketlerini düzenler böylece konstipasyon ve kolon kanseri riskini de azaltır. Düzenli bağırsak hareketi dolayısıyla düzenli dışkılama ile vücuttan toksinler de uzaktırılmış olur ve vücut kendini böylelikle detoksifiye eder. Daha saymakla bitiremediğim bu faydalardan yararlanmak için beslenmemizde haftada 2- 3 kere avokadoya yer açalım.
Peki nasıl tüketebiliriz derseniz, benim tavsiyelerim:
✅Olgun avokadoyu ezip biraz tuz ve limonla, istenirse taze nane, sarımsak ve baharatlarla harmanlayarak sos haline getirebiliriz. Bu sosu fırınlanmış sebze ile et/tavuk/balık ya da haşlanmış yumurtanızla beraber tüketebilirsiniz.
✅Salatalarınıza küp küp doğrayıp,zeytinyağı da ekleyerek tüketebilirsiniz.
✅Taze haliyle ortadan ikiye bölüp, çekirdeğinin olduğu boşluğa yumurtayı kırıp fırınlayabilirsiniz.
✅Olgun avokadoya ham kakao ve suda bekletilmiş hurma ekleyerek kendinize kakaolu puding yapbilirsiniz. (Hatta biraz organik hindistan cevizi yağı da aromatik olur)
✅Çorbalarınıza kıvam katmak için bile kullanabilirsiniz.
✅Koyu yeşil yapraklar, limon, yeşil elma ve olgun avokadoyu blendırdan geçirip kendinize yeşil bir smoothie hazırlayıp güne enerjik bir başlangıç yapabilirsiniz.
Ne dersiniz aslında avokadoyu tüketmek için birçok neden ve seçenek varmış.
Fonksiyonel Tıp Diyetisyeni Aysun Yerlikaya